Öncelikle hastalığı kabul etmemiz gerekiyor...

Sayın çok değerli ve kıymetli Prof Dr Nazan Aydın Hanımefendi

Biz ve bizim gibi hasta ve hasta yakınları için vermiş olduğunuz emeklerden dolayı öncelikle sizlere çok teşekkür ederim. Şimdi ise hasta ve hasta yakınlarına yaşadıklarımızı anlatmak isterim. Öncelikle hastalığı kabul etmemiz gerekiyor. Bizler kabul ettikten sonra yakın veya uzaktan akrabalarımıza bunun bir hastalık olduğunu, tedavi imkanı olduğunu, kanser, kol bacak kırığı gibi örnekler sunabiliriz. Tedavisi olduğunu kabul etmek ve çevremize kabul ettirmemiz gerekiyor. Bu hastalığın delilik olmadığını hastaların da akli dengesinin yerinde olduğunu bilmemiz, anlatmamız gerekiyor. Benim gördüğüm kadarıyla bu rahatsızlığı yaşayan insanların genelinde içine kapanıklık, kendini ifade edememe, aile içinde baskı altında yetişmiş, kendini anlatamamış, arkadaşlığı bir veya birden fazla dostlukla pekiştirememiş insanlar var. Aileler genelde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesini deliler hastanesi olarak yorumluyor ve oraya tedaviye gidenleri de aşağılayıp hor görüyorlar. Bilinçli olarak yapanda var, bilinçsiz çevreden duyduklarıyla yapanlarda var. Benim yaptıklarım öncelikle eşime rahatsız olduğunu ve tedavi olması gerektiğini saatlerce günlerce hatta sabahlara kadar aylarca anlattım. İlaçlarını ben içirdim, zorlayarak değil, anlatarak, telkinlerle bunu da başardım. Yalnız ben değil, doktorlarımızla beraber çevreme bunu anlatmakta zorlandım. Bazılarına mesafe koydum, bazılarına gelip gitmedim. Konuşmamazlık yapmadım, günü geldiğinde beden dili ve sözlerimle anlatmaya çalıştım eşimin de bunlarla mesafeli olmasını sağladım. Şahsi olarak çok zor günler geçiriyorsun çünkü yalnız kimsesiz gibi oluyorsun. Hayat insanı Allah’ın izniyle öyle bir yönlendiriyor ki bıkmamak yılmamak gerekiyor. Sessiz sedasız saatlerce ağladığım zamanlar çok oldu. Çevreni kırmadan dökmeden anlatman gerekiyor. Gerçek dostlar hiçbir zaman senden kopmuyor Allah herkesten razı olsun. Ama şunu söylemeden geçmek istemiyorum doktorlar gerekli görürse hastayı yatırıyor sizler hastanın yaptıklarını ve yaşadıklarını iyi bir dille anlatırsanız bilin ki yatırmıyorsa sevgi ve huzur ortamında daha çabuk düzeliyor, daha az deformasyon oluyor. Hastanın hastanede yattığı zaman sadece ilaç ve elektroşokla tedavisi uzun ve sorunlu oluyor, tedavi süreci çok uzun oluyor. Dilerim hiç ama hiç kimseyi Allah hastanelere düşürmez ama hastanelerin yokluğunu Allah hiç birimize göstermez.

Yazdıkların yaşadıklarımın yanında bir hiç kalır ama şimdilik bu kadar.

Saygılarımla Aydın K.